Bugün sizi güzel İzmir’imizden gelecek vaadeden genç bir tasarımcı ile tanıştırmak istiyorum; Yasemin Öndar ile yaptığımız mini röportaj ile hem kendini hemde son koleksiyonu olan ‘Pure Reflection”ı tanımaya çalışacağız;


Öncelikle kendini tanıtır mısın ?


1988 yılında İzmir’de doğdum. 2011 yılında Ege Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olduktan hemen sonra moda tasarımı eğitimine başlayarak kendi adımı taşıyan markamı kurdum. Kısa süre sonra hazırladığım koleksiyonlarla Türkiye’nin çeşitli illerinde, tasarımcılarla modaseverleri buluşturan butiklerde yer almaya başladım. Her koleksiyonum ile beraber paylaştığım bir hikayem var. Kendi desenlerimi yaratmayı çok seviyorum  ve  bunu markamın çizgisi haline getirmeyi hedefliyorum.


 Son koleksiyonun olan ‘Pure Reflection’ hakkında bize ne söyleyebilirsin ?


‘Pure Reflection’ adını verdiğim koleksiyonum, adını ‘divan edebiyatı’ndaki “temiz ayna-saf yansıma” sembollerinden alıyor. Saf ayna; baktığımızda yalnızca bedenimizi değil,  ruhumuzu da gösterir. Koleksiyonun her parçasında var olan renkler ise, bizden aynaya yansıyanları temsil ediyor. Aynaya yansıyan; ne doğduğumuz an kadar beyaz, ne mutluluklarımız ve doğrularımız kadar mavi, ne de mutsuzluklarımız ve yanlışlarımız kadar kırmızı. Hepsi. Rumi ve palmet motiflerinden oluşan ve primitif Osmanlı  motiflerine atıflı olan desenim, tamamı ipek kumaşlar üzerine geleneksel yöntemlerle basıldı.



Moda sana ne ifade ediyor? Ve modanın yanında başka bir tutkun var mı?


Modanın benim için bir tutku olduğunu söyleyemem. Bu yüzden ‘moda’ kelimesini çok irdelemiyorum. İşimle ilgili tutkum üretmek ve ürettiğimi sunmak. Resim çizmek bir diğer tutkum.


 


İşinin en sevdiğin ve en sevmediğin yönleri neler?


En sevdiğim tarafı dikim ve sunum aşaması. Sunumun ardından aldığım geri dönüşler ve herhangi birinin üzerinde bir giysimi görmek en tatmin olduğum anlar. Sevmediğim yönü olmasa da her koşulda fazla ilgi istemesi bazen yorucu olabiliyor.


 


İlk satışını hatırlıyor musun?


Evet. İstanbul’da bir alışveriş partisinde ilk eteğimin satılışına şahitlik etmiştim:)


 


Yeni bir tasarım yaratmak kolay mı? İlhamını nereden alıyorsun?


Bir şeyi hayalden gerçeğe dönüştürmek için gereken uygulama süreci hiç kolay değil. Bu işle ilgili en büyük yanılgının da bu olduğunu düşünüyorum. Tasarım aşamamda kendimi daima evvel zaman içinde buluyorum. Bir yanım tarihçi olduğundan, geçmişten fazlaca besleniyorum. İlk koleksiyonumun kahramanı, Büyük İskender’in atı Bukefalos idi. Yeni koleksiyonumda kullandığım motiflerde de çok eski tarihlere ait anlam ve hikayeler yüklü. Yine geçmişle ilintili olarak bitpazarları da sıklıkla ziyaret ettiğim ve beslendiğim bir nokta.


 


Kumaşını nasıl seçiyorsun, koleksiyonu çizdikten önce mi sonra mı ? Ve Kumaş seçerken aradığın kriterler nelerdir?


Ben çizim aşamasında bir yandan koleksiyona en uygun kumaşların numunelerini topluyorum. Demleme sürecini geçtikten sonra son bir değerlendirme ile kararımı veriyorum. Mevsime uygunluğu ve içerik kalitesi en önemlileri.Ayrıca, desen ve baskı kullanacaksam farklı kriterler de devreye giriyor.Ben en çok pamuk ve ipek kullanmayı seviyorum.


Gelecek projelerinden bahsetmek ister misin?


Çok yakın bir tarihte ALS-MNH Derneğine bağlı, tüm ALS hastası ve yakınlarının katılımıyla gerçekleşecek geleneksel bir organizasyonda ALS hastaları için mini bir defile yapacağım.


Markamla ilgili fikir aşamasında olan projelerim de var elbette. Şuan söylemek için erken.


 


Markanın hedefi nedir? Şuanda kendini nerede görüyorsun?


Kendimi bir yerde görebilmek için henüz çok erken. İşimle ilgili hayalini kurduğum her  şeyi gerçekleştirebilmek en büyük hedefim. Bir sonraki koleksiyonumu kendi showroomumda sunmak ilk hedefim. Moda haftalarında yer almak, satış noktalarımı ve üretim hacmimi artırarak daha fazla kişiye ulaşmak, desenlerimi ve hikayelerimi herkes tarafından benimsenmiş bir çizgi haline getirmekse zamana yaydığım hedeflerim arasında.


 


Kendi stilini nasıl tanımlıyorsun?


İçinde rahat hissetmediğim bir giysiyi asla giymem. Yaz kış ceket alırım. Şort en rahat ettiğim giysidir. Basic beyaz ve siyah t-shirtlerim en çok giydiklerim. Kısaca rahat ve yalın.Biraz da maskülen.


 


Kendisine içten cevapları için teşekkür ediyor, sizi son koleksiyonundan kareler ile başbaşa bırakıyoruz.




 



Genç Tasarımcı Yasemin Öndar’dan “Pure Reflection”


Leave a Reply